Çok Yıllık | 0,6-1,3m | 7-9 Aylar | Ça,Ba | Otu
Tatula, Stechapfel, Datura stramonium L.
Abızambak Syn: Datura parviflora SALISB.
Dikenli elma Stramonium spinosum LAM.
Şeytan elması
Deliotu
Delirten ot
Familyası: Patlıcangillerden, Nachtschattengewâchse, Soanaceae,
Drugları: Tatula yaprağı; Stramonii folium
Tatula tohumu; Stramonii semen
Tatulanın genellikle yaprakları tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır ve nadiren de tohumları tentür yapımında kullanılır.
Giriş: Daturagillerin takriben 25 türü olup en çok kullanılan Tatulanın ise 4 alt türü mevcuttur. Beyaz tatula; D.S.var.stramonium bu beyaz çiçekli ve dikenlidir, Dikensiz tatula; D.s.var.inermis beyaz çiçekli ve diken¬sizdir, Menekşe morumsu tatula; D.s.var.tatula bu menekşe morumsu çiçekli ve dikenlidir ve Godrani tatulası; Datura stramonium var.godroni bu tür menekşe morumsu renkli çiçekli ve dikenlidir. Ayrıca Meksika tatulası; Datura suaveolens, Hint tatulası; D.metel, Şili tatulası; D.spinosa, Teksas tatulası; D.innoxia ve Brezilya tatulası; D.arborea gibi türlerde yöresel olarak kullanılır. Tatula hariç diğer türler hemen hemen hepsi Amerika’dan Avrupa’ya getirilmiş ve oradan da dünyanın diğer ülkelerine yayılmıştır. Tatulanın vatanı Hazar denizi çevresi olup zamanla burada yayıldığı tahmin edilmektedir. Tatulanın Amerika’dan getirilmiş olması doğru değildir. Çünkü tarihte ilk defa eski Mısırlılar ve Doğu Romalılar tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Tatula Arapça Datula (dikenli elma) anlamına gelen kelimeden türemiştir ve Latinceye de öyle geçmiştir. Stramonium Latince delirten anlamına gelir. Tatula ile ilgili ilk denemeler ise Viyana’da Kral doktoru STÖRCK tarafından 1762’de yapılmış ve onu diğerleri takip etmiştir.
Botanik: Tatulanın 4 alt türü de aynı maksatla kullanılır ve bitki bir yıllık olup hemen her yıl bitkiyi başka yerde bulabilirsiniz. Tatula 40-120cm boyunda çatallaşırken çatal gibi ikiye ayrılır ve her çatalın ortasında bir çiçek açar. Yaprakları 15-25cm uzunluğunda 10-20cm eninde yumurta şeklinde, kenarlarında uçları sivri 5-9loplu ve sivri bir ucu vardır. Yap-rakları karşılıklı uzun saplı, koyu yeşil renkli ve damarları derindir. Çiçek-leri iki dal arasından çıkar, kupası sarımsı yeşil renkte ve vazo şeklinde, taç yaprağı beyaz renkte, uzun ince bir zurna gibi ve uç kısmı 5 lopludur. Meyveleri ceviz büyüklüğünde, üzeri dikenli, önce koyu yeşil renkli, sonra olgunlaşınca kahverengimsi bir renk alır ve dört gözden oluşan meyve dört bölüme ayrılır. Meyvenin dört bölümündeki tohumları esmer veya siyah renkte 3-4mm büyüklüğünde ve böbrek şeklindedir.
Yetiştirilmesi: Tatulanın vatanı Türkistan (diğer türlerin hemen hepsi¬nin vatanı Amerika’dır) olup buradan dünyanın diğer ülkelerine yayılmıştır. Türkiye’nin Marmara, Ege, Karadeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesinde yabani olarak yetişir.
Hasat zamanı: Bitki çiçek açmaya başladığı Haziran ayından Eylül’e ka-dar toplanarak kurutulur, toz haline getirilir. Şayet tentürü yapılacak ise taze yaprakları kullanılır.
Birleşimi: Yapraklarının birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz;
a) Tropanalkaloitler %0,2-0,06 arasında olup en önemlileri; L-Scopolamin (Ban otuna bak) ve L-Hycsyamin (ban otuna bak), L-Scopolamin takriben %15-20 oranındadır. Fakat eski yapraklarda L-Hycscyamin yüksek oranda taze yapraklarda ise L-Scopalamin fazladır. Ayrıca Apoatropin, Belladonin, Cuskhygrin, Putrescin, Nikotin, Meteloides ve Tiglogmeteloidin
b) Flavonitler; Quercetin ve Kâmpferol
c) Kumarinler; Scopolin, Scopoletin ve Umbelliferon
d) Karbonikasitler; Malikasit, Oksalilasit, Sitrikasit, Ascorbikasit (C-vitamini)
e) Minerallerden; Potasyum, Aluminyum, Magnezyum ve Lityum
f) Ayrıca Tanin, Karotinler, Enzimler ve az miktarda Eter yağı içerir.
Araştırmalar: Tatula ile yapılan deney ve araştırmalar günümüzdeki an-lamı ile modern klinik araştırmalar olmayıp gözleme dayanan deneylerdir ve en çok Hahnemann bu bitki üzerinde araştırma yapmıştır. Hahnemann tatula zehirlenmesine karşı Limon suyu, Amberbaris veya Frenk üzümü meyvesi ile tedavi edilebileceğini beyan etmiştir. (O.Leese)
1) Avustralya İmparatorluğunun Kraliyet doktoru STÖRK 1762’de Tatula ile deneyler yapmış ve <Tatula delirtiyorsa deliliği de iyileştirir> buyurmuştur. (LBH.II.736)
2) Hahnemann 1800’lü yıllarda 63 hasta, öğrencileri ve kendi üzerinde tedavi denemeleri yapmıştır. (Age)
3) GREDING 46 Mani, Melankoli veya Sara rahatsızlığı olan
hastalar üzerinde tedavi denemesi yapmıştır. (Age)
Tesir şekli: Teskin edici, uyuşturucu (fazlası narkotik), kramp çözücü ve salgıları azaltıcıdır.
Kullanılması:
a) Homeopati’de delirme, mani, sara, menenjit, baş ağrısı, nevralji krampları, migren, kekeleme ve parkinsona karşı kullanılır.
b) Halk arasında astım, kramplı öksürük, boğamaca, bronşit, grip ve balgama karşı kullanılır.
Açıklama:
1) Delirme (=Delirium; Kişide huzursuzluk, taşkınlık, hezeyan, halüsinasyon ve illüzyonlarla belirgin beyin zedelenmelerinde, akıl hastalıklarında veya yüksek ateş esnasında görülen zihni bozukluk), Mani(=Zihni faaliyetlerde bozukluk, psişik taşkınlıkla belirgin ruh hastalığı, aşırı neşe ve heyecanla belirgin psişik bozukluk)
2) Herhangi bir şeye hastalık derecesinde düşkünlük gösterme; Aşırı düşkünlük
3) Parkinson hastalığı (yaşlılarda görülen felç, inme)
4) Psychosis (Psikoz; Kişide normal zihin faaliyetinin büyük ölçüde bozukluğu ve şahsiyet değişimi ile kendini gösteren ağır ruh hastalığı)
Çayı: Tatulanın çok zehirli olması nedeni ile çayı asla içilmez. Tatula yap-raklarından elde edilen Tatula tozundan bir defada ancak 0,1gr kul-lanılabilir. Günde en fazla 3×0,1gr alınabilir.
Açıklama: Tatula Güzelavrat otu ve Ban otunun birçok özellikleri bir¬birine benzer ve hemen hemen aynı maksatla kullanılırlar. Bu 3 bitki diğerlerinden farklı olarak ruhsal ve sinirsel rahatsızlıklara karşı kulla-nılırlar. Bunların başında da delilik, sara, nöbet, mani, psikoz, menenjit, migren, baş ağrısı ve felç gibi rahatsızlıklar gelir. Fakat çok zehirli olması nedeni ve yetiştiği yöreye göre bitkinin birleşimindeki Tropanalkaloitler oldukça farklı oranlarda bulunabilir. Bu nedenle en yaygın olan D2-D6 dozajlarının kullanılmasıdır, böylece zehirlenme tehlikesi ortadan kalkar.
Homeopati’de: Tatula yaprağından 20gr ince kıyıldıktan sonra bir şişe¬ye konur ve üzerine 80ml %70’lik alkol (etanol) ilave edilerek güneş ışınlarından uzakta muhafaza edilir. Şişedeki madde 4-6hafta sonra sü-zülerek Homeopati’de <<Stramonium>> adı ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden 10ml 90ml %70’lik etanola karıştırıldıktan sonra kulla¬nılabilir ve D2 denir.
Hastalığın belirtisi (semptom):
1) Delirenin aşırı konuşması (gevezelik)
2) Sudan ve her türlü sıvıdan korkma
3) Parlak olan her şey onu tahrik ederek kasılmasına neden olur
4) Ağız içi ve boğazında kuruma hissi
5) Bir tarafının felçli, diğer tarafının çaırpınması
6) Hiç ağrı hissetmeme
7) Kafasını yastıktan kaldırdığında kusması
8) Yalnız kalınca ve karanlıkta korkması
9) Bazı organlarını (baş, el, ayak) aşırı büyük hissetmesi
10) Güneşin karşısında melankolik ve üzüntülü hissetme
11) Her türlü sıvıyı içerken boğulma hissi ve yutamama
12) Hayvanların üzerine sıçrayacağını düşünmesi
13) Gözler parlak, vahşi, kan içici gibi ve gözbebekleri büyükçe
14) Yüz sıcak, açık kırmızı, ayaklar ve eller soğuk ise
15) Hayvanlar, vahşi hayvanlar, hayaletler ve ölülerin üzerine geldiğini sanması
16) Dişleri gıcırdatma gibi hallerde Tatula tentürü gerekir.
Yan tesirleri: Tatulanın çok zehirli olması nedeniyle toplarken bile eldi¬ven kullanılmalıdır. Zehirlenme belirtileri; Zehirlenen kişi önce hoplar-zıplar, sonra derisi kızarır, gözbebekleri büyür, bulantı, görme zafiyeti, sersemleme sonrada nefes alışları felç olur ve sonu ölümdür. İlk olarak aktif kömür (tıbbi kömür) verilir ve İngiliz tuzu (Sodyumsülfat) verilir ve hastanede midesinin yıkanması gerekir ve de damardan Physostigmin’in iğnesi yapılır (yetişkinlerde 2mg, çocuklarda 0,5mg).