Depresyon hastalarına yapılmaması gerekenler
Bunalım; son yıllarda daha sık duyduğumuz, ara sıra bizi bazen de yakınımızı etkileyen birebir şahitlik ettiğimiz en manâlı psikolojik hastalıklardan biridir. Buhran öyle fazla negatif sonucun ortaya çıkmasına yol açar. Kişinin kendini sosyal hayattan ve meslek yaşamından geri çekmesine, psikolojik, bedensel ve sosyal olarak yıpranmasına, bununla beraber enerji kaybı yaşamasına neden olur.
Depresyon, kişinin kendisini ve yakınlarını etkilediği gibi çalıştığı işyerindeki verimini de etkilemektedir. Depresyonun kişide oluşturduğu isteksizlik, durağanlık, karamsarlık, motivasyon eksikliği, enerji kaybı ve meslek verimindeki düşüş sonucunda önümüzdeki yıllarda kamuda da özel sektörde de ciddi meslek kayıplarının yaşanması öngörülmektedir. Ciddi bir hastalık olan depresyon acilen iş gücü kaybı sıralamasında 5. Sıradadır.
Hasta yakınlarının farkında olmadan söylediği bazı sözler, hastalığın düzelmesi yerine daha da kötüye gitmesine yol açabilir. Örneğin; “Senden daha kötü durumda olanları düşün, sen çoğu kişiye tarafından iyi durumdasın. Haline şükret. Her şeyi kafana takma. Kötü şeyleri düşünme. İyi düşün, iyi olsun.” Bu sözleri söyleyen birey, kendince hastaya avuntu verdiğini düşünmektedir. Hastanın neleri düşünüp, neleri düşünmemesi gerektiğini ona söyleyerek onun düzelmesine tezgâhtar olacağına inanmaktadır. Ama buhran hastaları için us değişikliği yaklaşık olarak imkansızdır ve tedavide en son müdahale edilen alandır. Bu yüzden depresyon hastalarına neleri düşünüp, neleri düşünmemeleri gerektiğini söylemekten sakınmak gerekmektedir.
Bunalım hastalarına, kimyasal olduğu, uyuşturduğu ya da tiryakilik yaptığı gibi gerekçelerle hap kullanmamaları yönünde telkinde bulunmak da yaygın olarak yapılan hatalardan biridir. Bunalım hastalarındaki intihar düşüncesi, diğer psikolojik hastalıklara kadar yüksek düzeydedir. Yapılan araştırmalara göre; buhran hastalarının %60’ı intihar etmeyi düşünmekte ve %15’i bu düşünceyi eyleme dönüştürmektedir. Özellikli majör depresyonda hap kullanmadan kişinin günlük yaşantısına dönmesi imkansız gibidir. Hap tedavisi, depresyonda düşen serotonin hormonunu yükseltmekte, böylece kişinin kendini daha huzurlu ve ağırbaşlı hissetmesini sağlamaktadır. Bahsedilen nedenlerden dolayı hastalara ilaç kullanmanın sakıncalı olduğu ve kullanılmaması gerektiği telkininde bulunmaktan sakınmak da büyük önem taşımaktadır.
Depresyonu, kişinin imanı ve manevi değerleriyle ilişkilendirmek yanlış tutumlardan bir diğeridir. Buhran psikolojik ve biyolojik boyutları olan bir hastalıktır. Birey, herhangi fiziksel bir hastalığa yakalandığında, hastalığı imanla ilişkilendirilmediği gibi, depresyonun da manevi değerlerle ilişkilendirilmemesi gerekir.
Buhran hastalarına nasıl davranılması gerektiğini iyi anlamak değin, nasıl davranılmamasını ve nelerin yapılmaması gerektiğini kavramak de hastalığın iyileşme sürecine katkıda bulunmak adına büyük tartı taşımaktadır.