Karabuğday, Buckweizen, Fagopyrum esculentum MOENCH
Türkistan Karabuğdayı Syn: F.sagittetum GILIB.
Arnavut Karabuğdayı F.vulgare NEES.
Polyganum fagopyrum L.
P.cereale SALISB.
Familyası: Karabuğdaygillerden, Vogelknoterich, Polygonaceae
Drugları: Karabuğday otu; Fagopyri herba
Karabuğday tohumu; Fagopyri semen
Karabuğdayın yaprak, çiçek ve sürgünleri yani otu çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır ve tohumlarından yemek, pasta, ekmek vb. ya-pımında kullanılır.
Giriş: Karabuğdayın bilinen ve kullanılan 3 türü mevcuttur; a) Japon Kara¬buğdayı; Fagopyrum japonica L, b) Tatar Karabuğdayı; Fagopyrum tataricum L ve c) Türkistan Karabuğdayı;Fagopyrum esculentum’u sa-yabiliriz. Bazı yazarlar Türkistan Karabuğdayının vatanının da Çin olduğunu iddia ederken bir grup Türkistan hatta başka bir grup Türkiye olduğunu ileri sürmektedir. Doğru olanın Orta Asya’dan Avrupa’nın batı¬sına, Asya’nın doğusuna kadar yayılmış olmasıdır. Eskiden Avrupa’da buğ-daydan sonra en çok ekilen bir kültür bitkisi iken patatesin 19. Asırdan itibaren Avrupa’ya gelmesi ile birlikte Karabuğday unutulmuştur. Berlin ve çevresinde 1805 yılında 157.800 hektar alana Karabuğday ekilmiştir. Günümüzde yapılan araştırmalara sonucu Karabuğdayın kalça, bacak ve ayaklardaki toplardamar rahatsızlıklarına karşı en iyi ilaç oldu¬ğunun anlaşılması ile birlikte yeniden Farmakolojide ve beslenmede büyük değer kazanmıştır.
Botanik: Karabuğday 4-120cm boyunda, bir yıllık otsu bitki olup önce sade olarak dikey yükselir ve yarıdan sonra sıkça çatallaşmaya başlar. Yaprakları gövdeye oturmuş vaziyette, baş kısmı kalp, uç kısmı mızrak şeklinde olup kenarları hafif kertikli ve hafif dalgalı beş aba damar ve ondan sağa sola ayrılan yan damarlara sahiptir. Çiçekleri beyaz, oval ve küçük 5 taç yapraktan meydana gelir ve oldukça çok çiçek bir sap üzerinde üzüm salkımı gibi bir arada bulunur. Meyveleri (tohumları) 5-6mmuzunluğunda, 3-4mm eninde, üç köşeli sarımtırak yeşil renkte önce parlak ve sonra donuktur.
Yetiştirilmesi: İlkbahar aylarından Mart veya Nisan başında 20-25cm ara ile ekilir ve genellikle yumuşak ve çorak topraklar tercih edilir, ağır ve kireçli toprakları sevmez.
Hasat zamanı: Karabuğday otu (yaprak, çiçek ve sürgünleri) Hazi-ran’dan Ağustos’a kadar toplanıp kurutulabilir. Tohumları Eylül’den Ekim’e kadar toplanarak kalın kabuğu özel makinesi ile soyulduktan son¬ra kurutulur. Karabuğdayın kalın kabuğu (kapsülü, kapçığı) kurutul¬duk¬tan sonra yastıklara doldurulur ise boyun ağrılarını iyileştirir. Bir Japon firması Kavo Sava adını verdiği içi Karabuğday kapçığı ile dolu alan yastıkların tanesini 120DM’den satmaktadır.
Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlem-leri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutul-malıdır. Ayrıca bitki örneğin 5 günde kurudu ise 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğin¬den kalitesi düşer. Sadece ikri kökleri Güneşte kurutulur ve kurur ku¬ru¬maz heemn paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin aktarlarda açıkta satılması kalitesini kısa sürede sıfırlar.
Birleşimi: Karabuğday otunun (yaprak, çiçek ve sürgünleri) birleşimindeki en önemli maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz;
a) Flavonglikozit türevleri %3-8 arasında olup bunun da %90-95’ini Rutin eskiden Rutosid, Vitamin P, Quercetin, Rhamnoglikozit veya Quercetin-3-O-rutosid gibi çeşitli adlarla anılmıştır. Ayrıca az miktarda Cynaidin ve Leucocyanidin içerir.
b) Çok az miktarda Fagopyrin %0,01-0,03 bu kurutulmuş çiçeklerinde olan miktardır, yaprak ve tohumlarında daha azdır.
c) Tanen ve kahve asit türevleri içerir.
Tohumlarında;
a) %50-70 Nişasta, %8-12 Protein türevleri, %3-5 Sabit yağ, %1,5-2 Tanen içerir.
b) Protein türevlerinden en önemlileri; Methionin, Phenylalanin, Leucin, Isoleucin, Lysin ve Aminoasit türevleri içerir.
c) Vitaminlerden; B1, B6 ve Niacin (B3)
d) Minerallerden; Potasyum, Magnezyum ve Demir
Tesir şekli: Karabuğday otu toplardamarları kuvvetlendirici, ödemi ön-leyici, damarları kuvvetlendirici ve yumuşatıcı, iltihapları önleyici ve ka-şıntıyı önleyici özelliklere sahiptir.
Kullanılması:
a) Araştırmalara göre ayak, baldır ve bacaklarda görülen kronik top¬lar-damar rahatsızlıklarından; gerginlik hissi, şişme, ağrı, baldır kramp¬ları, ayak yanması, kaşıntılar, hissizlik, uyuşukluk, baldır ve ayakların ağırlaşma hissine karşı kullanılır.
b) Homeopati’de Karabuğday otundan fazla yiyen hayvanlarda ishal, kramplar, deri kaşıntısı, deri iltihaplanması, astım ve sinüzit gibi ra-hatsızlıklara neden olduğu görülmüştür. Karabuğday tamamen bu deri hastalıklarına karşı kullanılır. Karabuğday tentürü deri kaşıntısı ve kadınlarda vajina kaşıntısına karşı kullanılır.
c) Halk arasında Karabuğday unu normal buğday unu gibi yoğruldu¬ğun¬da hamur şeklini almaz yani yapışmaz, bu nedenle de Kara¬buğ¬day unu buğday unu ile karıştırılarak ekmek, börek, pasta vb. ya¬pımında kullanılır. Karabuğday unu diğer tahıl unlarından 3-4kat daha bes¬leyici ve kuvvet verici özelliklere sahiptir. Normal una Karabuğday unu karıştırılarak beslenenlerde yorgunluk, halsizlik, dermansızlık ve uyuşukluk gibi haller görülmez. Karabuğday bulguru veya tohumun¬dan yemek yapmadan önce kısa bir haşlanır ise suyun içine kırmızı bir renk karışır. Bu Fagopyrin denen maddedir ve bu madde hafif ze-hirlidir ve bu kırmızı su atıldıktan sonra diğer normal pişirme iş¬lemleri başlar.
Çayı: Karabuğday otundan 2 kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edildikten sonra 5-10dk demlenmeye bırakılır ve süzülerek içilir
Homeopati’de: Karabuğday otundan 50gr bir şişeye konur ve üzerine 500ml %70’lik etanol ilave edilir ve 4-6hafta güneş ışınlarından uzakta muhafaza edildikten sonra şişe iki günde bir çalkalamak suretiyle bu süre sonunda süzülerek Homeopati’de <<Fagopyrum>> adı ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-4defa 10-15damla 4-6hafta süreyle alınır.
Yan tesirleri: Tarife uygun kullanıldığında bilinen bir yan tesiri yoktur. Tohumları yemek yapılmadan önce kaynar su ile haşlanır ise birleşimin-deki kırmızı rengi veren Fagopyrin suya karışır ve bu su atıldıktan sonra diğer işlemler devam eder. Karabuğday otunun veya tohumlarının in-sanlara herhangi bir zarar vermediği görülmemiştir. Fakat bazı hay-vanların aşırı miktarda Karabuğday otu yemeleri halinde kaşıntı, ishal, alerji, astım vb. gibi rahatsızlıklara neden olduğu gözlenmiştir.