Diğer Adları:
Ahududu, Himbeere, Rubus idaeus
Ağaç çileği
Sultan çileği
Familyası:
Gülgillerden, Rosengewâchse, Rosaceae
Drugları:
Ahududu yaprağı; Rubi idaei folium
Ahududu meyvesi; Rubi idaei fructus
Ahududu çiçeği; Rubi idaei flores
Ahududunun yapraklarından çay ve natürel ilaç yapılır, meyvesi yenir, şurubu ve reçeli yapılır.
Giriş:
Ahududunun yetiştiği yöreye, iklime ve toprağa göre oldukça çok alt türü mevcuttur. Ahududu yaprakları eskiden ishale, diş ve ağız içi yara ve iltihaplarına karşı kullanılmıştır. Vatanının Toros dağları olduğu tahmin edilen bitki günümüzde daha çok Avrupalılar tarafından kültür bitkisi olarak yetiştirilmektedir.
Botanik:
Gövdesi yuvarlak, grimsi veya beyazımsı yeşil renkte, 1-2m boyunda, dikensiz veya çok az dikenlidir. Kanat yaprakları 3-7adet yap-raktan oluşur. İlk yaprakları karşılıklı ve sonra tek ve irice yaprak bu-lunur. Yaprakları sapsız veya kısa saplı, kenarları dişli, uca doğru sivrice, oval şekilli, üzeri pürtüklü, üstü koyu altı açık yeşil renklidir. Çiçeklerinin taç yaprakları açık pembe ve beyaz renkte, ortada ve incedir. Taç yapraklarını saran kupa yaprakları ise üçgen şeklinde, geri doğru kıvrık, açık yeşil renkli ve ortada 20-30adet döllenme tozluğu bulunur. Meyveleri çiçeğin göbeğindeki sarımsı yeşil tümseğin zamanla olgunlaş¬ması ile önce esmer, sonra kahverengimsi sonra da siyahımsı ve nihayet koyu kırmızı bir renk alır. Ahududunun meyveleri görünüş olarak çileğe benzer. Bu nedenle bu bitkiye ağaç çileği de denir.
Yetiştirilmesi:
Yetiştirilmesi oldukça kolay olup bahçenin veya tarlanın yarı gölgelik ve nemli olan bir yöresine dikilen bir fidesi kısa zamanda gelişir ve olgunlaşır. Vatanı Türkiye olan bitki Marmara ve Karadeniz bölgesinde yabani olarak zaten yetişmektedir.
Hasat zamanı:
Çiçek açmaya başladığı andan itibaren yaprakları toplanır, havalı ve gölgelik bir yerde kurutularak kaldırılır. Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlarda açıkta satıl¬ması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukça azaltır.
Birleşimi:
Yapraklarının birleşimindeki maddeler;
a) Tanin türevleri %10 oranında olup en önemlileri; Gallikasit ve Ellagasittir.
b) Organik asitlerden; Sitrik asit (Limon asidi) ve malik asit (elma asidi)
c) Ayrıca C-vitamini, şeker, pektin, eterik yağ ve Flavonitler içerir.
Meyvesinin birleşimindeki maddeler;
a) Minerallerden; Potasyum, magnezyum, demir ve fosfor
b) Vitaminlerden; E, B6, B2 ve C-vitamini, B3 vitamini (Niacin), Provitamin-A (B-karoten)
c) Aromalı maddeler; 4-(-Hidroxyphenyl)-2-butanon, α-Ionen ve B-Ionen
d) Ayrıca sabit yağlar, karbonhidratlar, proteinler, Antocyanillerden; Cynadinglikozit ve pelargonidinglikozit içerir.
Tesir şekli:
a) Yaprakları serinletici, damarları büzücü, iltihapları önleyici, vücudu kuvvetlendirici ve doğumu kolaylaştırıcıdır.
b) Meyveleri müshil yapıcı (yapraklarının tersine), ateş düşürücü, idrar söktürücü ve hafif terletici özelliklere sahiptir.
Kullanılması:
a) Yaprakları üzerinde Komisyon E’nin 15.10.1987 tarih ve 193nolu Monografi bildirisi yayınlamıştır. Buna göre Ahududu yaprağı başta; mide, bağırsak, nefes yolları ve dolaşım sistemi rahatsızlıklarına, ağız ve yutak iltihapları, geniz iltihaplanması, grip, ateş, şeker hastalığı, adet rahatsızlığı, vitaminsizlik gibi rahatsızlıklara karşı kanı ve deriyi temizleyici olabileceğini beyan etmiştir. Tabiî ki bu etkileri ispatlan-mamıştır.
b) Halk arasında; ağız içi, yutak, dişetleri ve bademcik iltihapları ve yaralarına karşı Ahududu çayı içilir veya gargarası yapılır. İshale karşı kanı temizleyici olarak kullanılır. Eskiden doğum öncesi sancıları azaltmak ve doğumu kolaylaştırmak, doğumdan sonra ise kanamayı kesmek için içirilirdi.
c) Meyvesi taze olarak yenir. Suyu veya şurubu içilirse ateşi düşürür, kanı temizler ve terletir.
d) Çiçeklerinden elde edilen çayla göz banyosu yapıldığında gözdeki iltihapları iyileştirdiği ileri sürülmektedir.
Çayı:
İki kahve kaşığı Ahududu yaprağı taze veya kurumuşu dem¬liğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su konularak 5-10dk demlen¬meye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir.
Çay Harmanları:
Gökçek Ev çayı;
>25 gr Ahududu yaprağı
>25 gr Böğürtlen yaprağı
>25 gr Kuşburnu
>25 gr Hibiskus çiçeği
Gökçek Bahar çayı;
>25 gr Böğürtlen yaprağı
>25 gr Ahududu yaprağı
>25 gr Frenküzümü yaprağı
>25 gr Huş yaprağı
Gökçek Ev çayı;
>25 gr Ahududu yaprağı
>25 gr Böğürtlen yaprağı
>25 gr Hibiskus çiçeği
>25 gr Oğulotu yaprağı
Gökçek Kadın çayı;
>25 gr Ahududu yaprağı
>25 gr Huş yaprağı
>25 gr Nane yaprağı
>15 gr Y.akdiken kabuğu
>10 gr Civanperçemi otu
Gökçek Ev çayı;
>40 gr Hibiskus çiçeği
>20 gr Böğürtlen yaprağı
>20 gr Kuşburnu
>20 gr Nane yaprağı
>20 gr Ahududu yaprağı
Gökçek Bahar çayı (ilkbaharda içmek için);
>25 gr Ahududu yaprağı
>25 gr Böğürtlen yaprağı
>25 gr Huş yaprağı
>25 gr Isırgan yaprağı
Yan tesirleri:
Bilinen bir yan tesiri yoktur.