Demir eksikliği kansızlığı ve bununla karışan durumlar
Kanımıza rengini veren alyuvarlar kılcal damarlar yoluyla vücudun en ücra köşelerine kadar oksijen taşıyan hücrelerdir. Bunu, içindeki hemoglobin denen madde yoluyla yapar.
Kansızlık denince işte bu hemoglobin denen madde miktarındaki azalma anlaşılmalıdır. Kansızlık tek bir hastalık değildir. Çok ayrı hastalıklar nedeniyle ortaya çıkan müşterek bir bulgudur. Bu koşul oluşunca vücudun oksijen ihtiyacının karşılanmasında sorunlar ortaya çıkar. Halsizlik ve dermansızlık olur, solukluk görülür. Gövde, eksikliği giderebilmek için dokulara daha fazla kan göndermeye çalışır. Bu yüzden kalp daha fazla kan pompalamak zorunda kalır, taşikardi (kalp atım sayısının artması) ve çarpıntı olur.
İnsanlarda en sık görülen kansızlık türü, demir eksikliği kansızlığıdır. Genellikle kadınlarda görülür. Bunun en manâlı nedeni de fazla menstruasyonla oluşan kan ve bunun sonucundaki demir kaybıdır. Gebelikte ve artış çağındaki çocuklarda da ihtiyacın artmasına bağlı olarak demir eksikliği görülebilir. Erkeklerde demir eksikliği en fazla mide barsak sistemindeki bakımlı kanamalardan nedeniyle oluşur. Farkında olmadan ortaya çıkan bu kanamalar; gastrit, ülser, polip ve mayasıl gibi hastalıklara yan olabilir. Oysa en önemli rahatsızlık, kalın barsak kanseridir. böylece erişkin bir erkekte demir eksikliği var ise mutlaka kalın barsak kanseri yönünden incelenmelidir.
Demir eksikliğinde serum demiri azalır, demir bağlama kapasitesi artar ve kemik iliği depolarının göstergesi olan serum ferritin düzeyi azalır.
Tedavide ağızdan demir hapları verilir. Demir hapları aç karnına ya da etle alınmalıdır. C vitamini emilimi artırır. böylece demirle birlikte portakal suyu içilmesi, C vitamini tabletleri alınması kansızlığın daha çabuk düzelmesine imkan verir. Bilhassa süt ve akarsu gibi içecekler demir emilimini bozduğundan bu nesil gıdalar alındıktan en düşük iki saat sonra demir hapı yutulmalı ve ilaç alındıktan sonra demirin emilimine izin atamak nedeniyle minimum bir saat et ve portakal suyu dışarıya bir başka yiyecek tüketilmemelidir. Ara Sıra demir tedavisine rağmen kansızlık düzelmeyebilir. Bunun başlıca iki nedeni olabilir: Birincisi, kan kaybı devam ettiği için verilen demir tatmin edici olmuyordur. İkinci niçin, bahşedilen demirin sindirim sistemindeki emilimi bozuktur. Emilim bozukluğu saptanırsa demir tedavisi damar yoluyla yapılmalıdır.
Demir eksikliği yoksa gereksizce demir vererek oyalanılmamalıdır. Bu durumda anemi yapan öteki hastalıklar araştırılmalıdır.
Sıkça görülen bir başka anemi nedeni Akdeniz anemisi yani talasemidir. Ülkemizde ve Kıbrıs’ta beta talasemi taşıyıcılığı nadir olmayarak görülmektedir. Detaylı bir çözümleme, demir eksikliğiyle Akdeniz anemisi taşıyıcılığının birbirinden kolaylıkla ayırt edilmesini sağlar. Akdeniz anemisi taşıyıcılığı doğumsal bir rahatsızlık olduğundan önceki yıllara ait kan düzeyleri var ise bunlar tekrar gözden geçirilmelidir. Yıllar önceye ait düşük hemoglobin düzeyleri Akdeniz anemisi taşıyıcılığından kuşku duyulmasına neden olur. Natürel burada yıllar baştan başa tekrarlayan demir eksikliği anemisi olan ve bütün tedavi edilmemiş hastaları da göz ardı etmemek gerekir. Bir öteki önemli nokta ırsi bir rahatsızlık olduğundan Akdeniz anemisi taşıyıcılarının anne, baba ya da yakınlarında da aynı durumun laf konusu olmasıdır. Bu kişiler de araştırılmalıdır. Demir eksikliği ile Akdeniz anemisi taşıyıcılığını birbirinden muhakkak yarmak için başvurduğumuz bir takım testler vardır: Demir eksikliğinde kemik iliğinde depolanan demir fazla azaldığından bunun kandaki göstergesi olan “ferritin” düzeyi alışılagelmiş sınırların altındadır. Oysaki Akdeniz anemisinde kemik iliği demir depoları azalmamıştır ve ferritin düzeyleri bayağı sınırlardadır. böylece bu hastalara istediğiniz değin demir verin kansızlığı düzeltemezsiniz. Akdeniz anemisinin kesin tanısı için “hemoglobin elektroforezi” denen bir yönteme gerekir. Bu testlerin her ikisi de hastadan basitçe bir kan alarak yapılabilir. Akdeniz anemisi taşıyıcılarında çoğunlukla hafif bir anemi vardır ve bu tolere edilebilir. Kansızlığın tolere edilemediği durumlarda kan transfüzyonu yapılmalıdır. Bu kişilerde alyuvarlar çabuk yıkıldığı için kemik iliği daha çok çalışmak zorunda kalır. Bu da bir B vitamini olan folik asite ihtiyacı artırır. Akdeniz anemisi taşıyıcıları her ne dek kendileri için muhakkak bir risk oluşmadan yaşamlarını sürdürebilirlerse de çocuk sahibi olmak istediklerinde eşlerinin de bu yönden araştırılması gerekir. Eşte de Akdeniz anemisi taşıyıcılığı varsa doğacak çocuğun alışılagelmiş veya taşıyıcı olmasının yanı sıra hakiki talasemili olma riski de vardır
Romatizmal hastalıklar, bağ dokusu bozuklukları, brusella ve verem gibi iltihapla seyreden bir takım kronik hastalıklarda da ara sıra demir eksikliğiyle karışabilen anemi görülebilir. Bu kişilerde serum demiri azalmıştır fakat ferritin çok yüksektir. Demir vermekle kansızlık düzelmez. Kansızlığın tedavisi altta yatan hastalığın tedavisiyle muhtemel olur.