Kokulu Yonca, Steinklee, Melilotus officinalis
Sarı yonca
Taş yoncası
Bal yoncası
Familyası: Kakla gillerden, Schmettelingsblütter,Fabaceae
Drugları: Kokulu Yonca otu:Melilotil Herba
Kokulu yoncanın otu yani yaprak, çiçek ve sürgünleri şifa maksatlı çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır.
Giriş: Sarı yoncanın Batı Avrupa’da Doğu Türkistan’a kadar çok geniş bir alanda yabani olarak yetişir, yetiştirilir ve de Amerika’da kültür bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Kokulu yonca yüzlerce yonca türünden şifa maksadı ile kullanılan bir türdür. Beyaz çiçekli yonca da (M. Alba) kullanılırsa da o kadar yoğun değildir ve de kullanılış şekil ve tarzında fazla bir bilgiye sahip değiliz. Bu nedenle sadece Kokulu yoncayı ele alacağız.
Botanik: Boyu 30-150 cm’yi bulan bitki yukarılara doğrun oldukça sık çatallaşır. Kökleri derinlere giden kazık bir köke sahiptir. Yaprakları üç parçadan oluşur ve eliptik şekilde, kenarları hafif dişli veya kertikli, koyu yeşil renkli ve uzun saplıdır. Çiçekli dalların ucundaki yaprak diplerinden çıkan uzunca bir sap üzerinde ve başak görünümündedir. Başak veya salkım gibi sıkça dizilmiş olan çiçeklerinin kupa yaprakları çan şeklinde ve yeşil renkli, taç yaprakları kelebek şeklinde sarı renkte kupa yapraklardan 2-3 defa daha büyükçedir.
Yetiştirilmesi: Yol kenarları, duvar dipleri, taşlı, kumlu topraklarda yabani olarak yetişen Kokulu yonca Türkiye’nin hemen her yöresinde yetiştirilebilir.
Hasat zamanı: Yaprak, çiçek ve sürgünleri toplanarak 35 derecenin altında kurutulur. Kuruturken çok dikkat edilmeli, havalı ve güneşli bir yerde kurutulmalıdır. Şayet iyi kurutulmaz ise küflenerek bozulabilir ve Dicumarol oluşur. Eğer tentürü yapılacak ise taze olarak işlenir. Malesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kuru-tulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar’da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır.
Birleşimi: Birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz;
a) Kumarin türevleri %0,4-1 arasında olup en önemlileri; Cumarin (5,6-Benzo-α-Pyron), Melilotin (3,4-dihydrocumarin), 7-Hydroxycumarin, 7-Glucuronlycumarin, Cumarasiti Unbelliferon, Scopoletin ve Melilotosid (Kumarasitglikozit). Bazı uzmanlar Sarı yoncanın Cumarin içermediğini Melilotosidin parçalanarak Kumari’in ortaya çıktığını belirtmektedirler.
b) Flavonitler Quercetin; ve Kâmpferolglikozitler
c) Ayrıca; Zamk, Tanin, Saponinler, Eter yağları (%0,01) ve Kolin içerir.
Tesir şekli: Damarları büzücü ve kuvvetlendirici, iltihapları önleyici, yaraları iyileştirici, kan dolaşımını arttırıcı, lenfleri çalıştırıcı, ödemi önleyici özelliklere sahiptir.
Araştırmalar:
1) Földi ve ekibi 1962 ve 1965’de fareler üzerinde yaptıkları araştırmalarda Cumarin’in proteinleri parçalayan makrofajları (yiyiyci, öldürücü hücreler) harekete geçirmekte ve toplanan suyun yoğunlaşmasını önlemektedir. (PP.81)
2) ABD’li Dr.G.W.Bowen 1851’de sonraları Allen ve Huges en son olarak 1951’de Müler-Touraine 23 doktor üzerinde deney yapmışlardır (LBH.II.28)
3) Yapılan araştırmalarda kılcal damarların direncini arttırdığı, k