Böcekleri kaçıran bitki : Tefarik
Böceklere karşı doğal mücadele! Tefarik uçucu yağı böcekleri nasıl uzaklaştırıyor?
“‘Aromaterapi’ adı altında yapılan araştırmalar, insanın ruhu ile bedeni arasındaki münasebetlerde kokunun önemli fonksiyonlarla mücehhez kılındığını göstermektedir. Bugün Batı’da birçok ‘tamamlayıcı tıp’ uzmanı, hastalarına çeşitli hastalıklarla alâkalı koku reçeteleri vermektedir. Aynı şekilde böcek ve kene gibi haşeratı kovucu kokular üzerinde de araştırmalar sürdürülmektedir. Bilhassa sıcak ve yağışlı iklimlerde çok bulunan eklembacaklılardan korunmak için, çeşitli bitkilerden eski usullerle elde edilen usâreler (özsu) veya tesirli kokular halk arasında bilinmektedir. Meselâ, pencerelerinde fesleğen bitkisi bulunan evlere sivrisinekler fazla yaklaşmaz.
Kokusundan istifade edilen bitkilerden biri de, halk arasında oldukça meşhur olan tefâriktir (Pogostemon cablin). İngilizce ve Almancada ‘Patchouli’ ismiyle bilinen tefârikin esansı, kaynatılan bitkinin su üzerinde biriken yağlarının toplanması ile elde edilir.
1800’lü yıllarda Avrupa’da yaygın şekilde kullanılan ‘Patchouli’, Amerika’da 1960 neslinin en popüler kokusu hâline gelir. İngiltere’de Kraliçe Viktoria döneminde Hindistan’dan getirilen şal, halı ve kilimlere -güveden koruma maksadıyla- bu kokudan sürülürdü. Bu sebeple İngiltere’de ‘Patchouli’ kokmayan şal, halı ve kilimler yerli üretim oldukları düşüncesiyle kıymetsiz addedilip tercih edilmezdi. Buradan da anlaşılacağı üzere, nanegiller ailesinden olan bu bitkinin -dolayısıyla kokunun- anavatanı Hindistan’dır. Meşhur Hint mürekkebinin kokusunu da bu bitki verir. Diğer esanslara nazaran daha kalıcı olan bu bitkinin kokusu, parfüm ve sabunlarda da kullanılır. Çinliler, Japonlar ve Araplar bu kokunun bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemeye vesile olduğuna inanırlardı. Eskiden İran ve Türkiye’de dokunan halı ve kilimler Avrupa’ya gönderilmek üzere katlanırken, onları zararlılardan korumak için aralarına bu bitkinin yapraklarından konurdu.
Tefârikle alâkalı ilmî araştırmalar sınırlıdır; lâboratuvar şartlarında objektif gözlemlere dayanan ilmî veriler henüz yeterli değildir. Buna rağmen bu bitkinin usâresinde bulunan çok sayıdaki esansın kimyevî terkibi belirlenmiştir. İleride ilmî araştırmalara temel teşkil etmesi ve araştırmacılara yol göstermesi bakımından halk arasında oluşmuş uzun yıllara dayalı tecrübeyi de yok saymamak gerekir. Bu bitkide; tefarik alkolü, pogoston, friedelin, epifriedelinol, pachypodol, retusin, oleanolik asit, beta-sitosterol ve daucosterol gibi maddelerin yanısıra, kanın pıhtılaşmasını engelleyici hususiyetteki alpha-bulnesene de tespit edilmiştir. Bu kimyevî maddelerin birçoğunun, kusmayı engelleyici bir tesire sahip olduğu bazı araştırmalarda gösterilmiştir. Phytotherapie Research dergisinde 2008 Şubat’ında neşredilen bir makaleye göre, tefârikten elde edilen esansiyal yağların tesirli sinek öldürücü olduğu gösterilmiştir. Buradan hareketle bu bitkinin, keneler dâhil birçok eklembacaklı haşaratın kovulmasında tesirli olabilecek ilâçların yapımında ümit vaat ettiği söylenebilir. Malezya’da üç ayrı bitkinin (Litsea elliptica, Cinnamomum mollissimum, Cymbopogon nardus) yapraklarından elde edilen yağlar ile tefârik esansiyal yağlarının karışımının dişi sivrisinekleri uzaklaştırmada oldukça tesirli olduğu gösterilmiştir. Bu araştırmalar dikkate alındığında bazı faydalı uygulamalar yapılabilir. Meselâ; ev temizliği yaparken, yerleri silmede kullanılan suya birkaç damla tefârik damlatılabilir. Böylece hem ‘koku giderici’ olarak kullanılan kanserojen şühhesi bulunan maddeler kullanılmamış, hem de böceklerin eve girmesi engellenmiş olur.
Sözkonusu yağ (esans); her ne kadar kumaşları böceklerden koruma maksatlı kullanılıyor ise de, yüzyıllardır, ruh ve beden sağlığına yönelik tesirleri, huzur verici, mantar önleyici ve tedaviye vesile hususiyetleriyle de aranan ve kullanılan bir kokudur. Bu esansın, terlemeyi azaltıcı hususiyeti ile kötü vücut kokularının engellenmesinde rol aldığı bilinmektedir. İştah azaltıcı tesiri, diyet yapanlara fayda sağlamaktadır.
Aromaterapinin kurucularından olan ve şifalı kokular üzerine bir teori geliştiren Martin Henglein; ‘ıtır çiçeği, biberiye, bergamot ve tefârik’i temel kokular olarak kabul etmektedir. Bu dört temel kokunun farklı fonksiyonları icra ettiği belirtilmektedir. Itır çiçeği, bir alışkanlığın gelişmesine veya terk edilmesine yardımcı olur. Meselâ sigarayı bırakmada ıtır çiçeği kokusunun rolü inkâr edilemez. Sigaraya olan iştiyak dayanılmaz şekilde arttığında, ıtır çiçeği koklamak, bu arzuyu o an için gidermektedir. Bu durum daha önceden denenmiş dahi olsa, yine de tesirli olmaktadır. Henglein’e göre biberiye, kişiyi aktif olmaya sevk ederken; bergamot, zihnî canlılığın ve öğrenme şevkininin artmasına vesile olur; tefârik ise, kişinin daha enerjik olmasında rol alan mekanizmayı harekete geçirir. İngiltere’de bir tedavi merkezi işleten Robert Tisserand, kokularla ruhî hastalıkların tedavi edilebileceği fikrindedir. Tisserand, bu esansların sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan sinyal moleküllerin (nörotransmitter) üretimine tesir ettiklerinden, rahatsızlıkları gidermeye de yardımcı olduğunu belirtmektedir. Koku, morfine benzeyen ‘endorfin’ salgılanmasını uyararak kişide ferahlamaya vesile olur. Bu sebeple gül yağı, yasemin, adaçayı, kananga, tefarik ve greyfurt kokusu; depresyonda, kendine güvensizlik durumlarında ve cinsî fonksiyon arızalarında tavsiye edilmektedir.
Tefârikin fazla sürüldüğünde sakinleştirici ve uyku azaltıcı tesire sahip olduğu iddia edilmektedir. Tefârikin ayrıca beden enerjisi ile ruh hâli arasında dengeleme fonksiyonu gördüğü, sakinlik ve uyum hissi uyandırıp, uyuşukluğu giderdiği, madde bağımlılığı tedavisinde destekleyici rol aldığı, korku ve çöküntü anlarında teskine vesile olduğu belirtilmektedir.
Güzel kokuların insanda vesile olduğu müspet düşünce ve hisleri, kötü kokuların da meydana getirdiği menfî hâlleri her insan az veya çok bilir. Peygamber Efendimiz’in (sas) sahîh beyanlarındaki ‘güzel kokunun sevdirilmesi’ ile Hz. Yakub’un (a.s.) oğlu Hz. Yusuf’un hayatta olduğuna dâir müjdeyi koku yoluyla alması, kokunun üzerinde durulması gereken bir husus olduğu hakikatine dikkatleri çekmektedir.
Kaynaklar
– Guan L, Quan LH, Xu LZ, Cong PZ. (1994): Chemical constituents of Pogostemon cablin (Blanco) Benth. Zhongguo Zhong Yao Za Zhi. 1994 Jun;19(6):355-6, 383.
– Yang Y, Kinoshita K, Koyama K, Takahashi K, Tai T, Nunoura Y, Watanabe K.(1999): Anti-emetic principles of Pogostemon cablin (Blanco) Benth. Phytomedicine. 1999 May;6(2):89-93.
– Luo J, Guo X, Feng Y. (2002): Constituents analysis on volatile oil of Pogostemon cablin from different collection time cultivated in Hainan. Zhong Yao Cai. 2002 Jan;25(1):21-3
– Hsu HC, Yang WC, Tsai WJ, Chen CC, Huang HY, Tsai YC. (2006): Alpha-bulnesene, a novel PAF receptor antagonist isolated from Pogostemon cablin.
Biochem Biophem Biophys Res Commun. 2006 Jul 7;345(3):1033-8.
– Tsai YC, Hsu HC, Yang WC, Tsai WJ, Chen CC, Watanabe T. (2007): Alpha-bulnesene, a PAF inhibitor isolated from the essential oil of Pogostemon cablin. Fitoterapia. 2007 Jan;78(1):7-11.
– Pavela R. (2008): Insecticidal properties of several essential oils on the house fly (Musca domestica L.). Phytother Res. 2008 Feb;22(2):274-8
– Jantan, I. and Zaridah M. Z.(1999): Development of Environment-Friendly Insect Repellents From The Leaf Oils of Selected Malaysian Plants. ASEAN Review of Biodiversity and Environmental Conservation (ARBEC) November – December 1999, p.1-7.