Gökçek ŞifaSize Telefonunuz Kadar YakınızÜcretsiz Google Play'de
İNDİRX

Şifalı Bitkiler – Yulaf, Hafer, Avena sativa

Yulaf, Hafer, Avena sativa

Bir Yıllık | 0,6-1,5m | 6-8 Aylar | Ho,Na | Otu, Tohumu

Yulaf, Hafer, Avena sativa

Familyası: Tahilgillerden, Süssgraeser, Poaceae

Drugları: Yulaf Meyvesi (Tohumu): Avenae fructus
Yulaf otu; Avenae herba
Taze Yulaf otu; Avenae herba recens
Yulaf samanı; Avenae stramentum

Giriş: Yulafın dünyada bilinen 70 türü mevcut olup, bunlardan en yaygın olarak kullanılan türü Kültür bitkisi olarak etkili olan tür avena sativa, Yabani Yulaf; avena fatua, Kılçıksız Yulaf; avena nuda, Kumluk Yulafı; ave¬na strigosa, Türk Yulafı; Avena orientalis, ve Çin Yulafı; Avena chinensisi sayabiliriz. Bu Yulaf türlerinden kültür Yulafının asıl vatanın Anadolu olduğu ve buradan dünyanın diğer ülkelerine yayıldığı bilin-mektedir. Türkler tarafından çok eskiden beri bilinen ve kullanılan Yulaf genellikle de At yemi olarak kullanılmıştır. Niscolas Cupeper 1652’de ka-şıntılı deri hastalıklarını yulaf lapası sararak iyileştirmiş ve onu diğer araş-tırmalar takip etmiştir.

Botanik: Tahılgillerden olan Yulaf bir yıllık bir bitki olup, takriben 60-150cm boyunda ve dikine yükselir. Yulaf diğer tahıllardan farklı olarak ağ şeklindeki kuvvetteki kökleri nedeniyle susuzluğa daha dayanıklı ve yine diğerlerinden farklı olarak çiçekleri salkım şeklindedir. Yaprakları sapı kavrayan boru şeklindeki bölüm ve gövdeden ayrılan uzun ince bir şerit şeklinde ucu sivrice, kenarları bütün, 0,5-2cm eninde 30-50cm uzunluğunda ve bozumsu yeşil renktedir. Çiçekleri gövdenin en üstünde salkım şeklinde 15-25cm uzunluğunda topluca bir aradadır. Meyveyi koruyan iki dış kabuğun uçları sivri ve kılcık şeklindedir. Bu kılçıklar mey-veyi kuşlara karşı korur ayrıca tohumu saran kabuğun uzun sivri kılçıkları vardır ve meyveleri 7-13mm uzunluğundadır.

Yetiştirilmesi: Asıl vatanı Türkiye olan bitki, buradan Avrupa, Asya ve Amerika’nın ılıman ve hafif soğuk iklimli ülkelerine yayılmıştır. Susuzluğa diğer tahıllara oranla daha çok dayanır.

Hasat zamanı: Sapı sarardı mı hasadı yapılır. Homeopati’de tentürü yapılacaksa Yulaf çiçek açarken toplanır ve işlenir. Çayı yapılacaksa yine taze yeşil Yulaf çiçek açarken toplanır ve kurutulur.

Birleşimi: Yulaf meyvesinin (tohumunun) birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz;
a) Karbonhidratlar %50-60 arasında olup bu da β-Glukanlar, fruktozlar, arabinozlar, arabinoxylanlar ve roughagelerden oluşur.
b) Proteinler %8-24 (ort.%12,5) arasında olup bu da gliadin, avenin, avenalin, 6 önemli aminoasit ile lipoproteinlerden oluşur.
c) Steroller; β-sitosterol, ∆avenasterol, ∆-avneasterol, campesterol, stigmasterol ve cholesterol (kolesterol) içerir.
d) Steroid saponinler; Avenacosid A ve B
e) Vitaminlerden; B1,B2,B3,B6,E,K,Provitamin A (β-karotin) ve pantothenasit içerir.
f) Minerallerden; %2 oranında SO2 (Silisiumdioksid), demir, çinko, alüminyum, mangan, kobalt, bor ve iyot içerir.
g) Sabit yağlar %7,4 oranında olup bunun %1,3’ünü sabit yağlar ve %5,7 oranında doymamış yağ asitleri içerir.

Yulaf otunun birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz;
a) Karbonhdratlar; β-Glukanlar, pentozanlar, sakarozlar, kestozlar, bifurcozlar, pektinler ve selülozlar içerir.
b) Steroid saponinlerden; Avenacosid A ve B
c) Flavonitlerden; Vitexin, izovitexin, vitexin-7-O-metil-2-α¬-L-rhamnosid, izovitexin-2-O-α-L-rhamnosid, tricin ve Apigenin içerir.
d) Minerallerden; demir, bakır, çinko, potasyum, kalsiyum, magnezyum, mangan, fosfor ve silisium
e) Ayrıca silisikasit, organik asitler, vitaminler ve kerotinler

Köklerinde; Avenacin A ve B

Kepeğinde; %30,3’ünü Roughage içerir ve bunun da %50,3’ünü çözülen Roughageler, %30’unu yarı selülozlar %6,6 sellülozlar, ligininler ve pektinlerden oluşur. (Roughage; bağırsakları çalıştıran fakat sindirilmeyen besin maddesi)

Araştırmalar: Yulaf meyvesinden elde edilen yulaf ezmesi ile ve de yulaf otundan elde edilen tentür ile 400 yıldır araştırmalar ve tedaviler yapılmıştır. Bunlardan bazıları;
1) Nicholas Culpeper 1652 yılında kaşıntılı deri hastalıklarını yulaf lapası ve birkaç damla defne yağı ile yaptığı sargılarla iyileştirmiştir. (E.H.)
2) Carl von Noorden tarafından şeker hastaları yulaf ezmesi ile tedavi edilmiş ve hastaların kanındaki şeker ve asidi düşürdüğü ve ürindeki glikozu azalttığı tespit edilmiştir. (NGH)
3) Prof.Dr.Weiβ yaptığı araştırmalardan yulaf otundan elde edilen ten-türün aynı çarkıfelek otunun tentürü gibi etki ettiğini ve başta sinirlilik, iç huzursuzluk, uyuyamama, dermansızlık, stres, erkeklerde istek dışı boşalma ve aşırı çalışma nedeni ile ortaya çıkan yorgunluğa karşı kullanılır. (LT.357)
4) Hindistan’da afyon ve haşhaş kullananların bu alışkanlıklarını bırak-tıklarında görülen sinirsel krize (bunalıma) karşı yulaf tohumlarını haşlamış ve suyunu içirmişler ve hastaların iyileştiği görülmüştür. Bunu gören ANAND sigarayı bıraktıktan sonra rahatsızlanan sigara tiryakileri içinde kullanılabileceği kanaatine varmıştır. Tiryakilere yu¬laf ot ekstresinden elde edilen damla vermiş ve hastaların sıkıntılı dönemi daha kolay atlattıklarını tespit etmiştir. (LT.357)
5) Kirby ve ekibi 1982 yılında yaptıkları araştırmalar sonunda yulaf ezmesinin kandaki kolesterolü %13-14 oranında düşürdüğünü tespit etmişlerdir. Burada faydalı kolesterol olarak bilinen HDL-kolesterolü değil zararlı kolesterol olarak bilinen LDL-kolesterolü (Low densidy Lipoprotein) düşmüştür. Gold, Davidson ve ekiplerinin 1988’de yap-tıkları araştırmalarda aynı sonuçlara ulaşmışlardır. (PP.198) Fisc¬her ve ekibi 1991’de yulaf kepeği ile 14 hafta süren tedavi dene¬me¬sinde ortalama kolesterolün %21 düştüğünü gözlemlemişlerdir. (PT.)
6) Moskova üniversitesinde araştırmalarda yulaf çorbası, yulaf pilavı, yulaf ezmesi veya yulaf kepeği yenmesi halinde birleşimindeki ağır elementlerde (bunlar çok zehirlidir) kurşun, krom ve kodmuyumu vücuttan attığı yani vücudu zehirlerden arındırdığı tespit edilmiştir. (Bunte Mayıs/haziran 2001)
7) Freiburg üniversitesi tıp fakültesi spor bölümünde Prof.Dr.Aloys top-lam 1360 kişi üzerinde yulaf kepeği işe 28 gün süren bir tedavi denemesinde hastanın kanındaki lipit ve kolesterolü önemli oranda düşürdüğü görülmüştür. (NH.3.96.137)
8) Yulaf kahvaltısı; 3-4yemek kaşığı yulaf ezmesi, 3-4yemek kaşığı, yoğurt, 3-4yemek kaşığı meyve kompostosu ve bir yemek kaşığı bal karışımından oluşur. Yulaf kahvaltısını 15.06.01-22.06.01 sabahları yediğimde yorgunluk, halsizlik, dermansızlık ve uyuşukluk gibi rahat-sızlıklardan kurtuldum. Eskiden 8-10sa yatmama rağmen kendimi yorgun hissederken şimdi 4-5sa uyumama rağmen dinç, dinamik, çalışkan ve enerji doluyum. (24.06.01) İzinde iken veya başka günde 8-10sa yatıyordum ve fazla yatmaktan belim ağrıyordu. Şimdi ise hiçbir rahatsızlığım yok.

Tesir şekli: Meyveleri; kandaki kolesterolü düşürücü, depresyonu önle-yici, sinirleri güçlendirici, besleyici, yaraları iyileştirici ve tahrişi önleyicidir. Yulaf otu; depresyonu önleyici, teskin edici ve terleticidir.

Kullanılması: Üniversite kliniklerinde yapılan tedavi denmeleri ve araş¬tır-malara göre: Yulaf kandaki lipit, kolesterol, trigliserid ve glikozu düşürür. Sinirleri kuvvetlendirir ve yatıştırır. Tentürü ise sigara ve alkol ba¬ğımlılığını önler.
1) Araştırmalara göre;
a) Yulaf ezmesi veya yulaf kepeğinin yenmesi halinde kandaki ko-lesterolü, şekeri düşürür, ürindeki glikozu azaltır ve yorgunluk, isteksizlik ve dermansızlığa karşı kullanılır. Ayrıca Moskova üni¬ver-sitesi tarafından yapılan araştırmalara göre vücuttaki zehirli elementleri temizlediği bu nedenle yan tesirinin de olamaması nedeniyle kimyasal ilaçlara tercih edilmektedir.
b) Yulaf otu tentürü veya ekstresinin uyuşturucu maddeleri (afyon, esrar, alkol ve sigara) bırakanlarda görülen sinirsel krizi önlediği tespit edilmiştir.
2) Komisyon E tarafından yapılan 15.10.1987 tarih ve 193 nolu mo-nografi bildirisinde yulaf otunun akut ve kronik korku, gerginlik, te¬laş, sinirsel yorgunluk, sinirsel gerginlik, deri hastalıkları, mense zafiyeti, dermansızlık, halsizlik gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır.
3) Homeopati’de dermansızlık, nevrastani (sinirsel yorgunluk, organik kaynaklı olmayan birtakım subjektif şikâyetler; uykusuzluk, terleme, sıkıntı gibi), sinirsel zafiyet, sinirsel kap çarpıntısı ve uyuyamamaya karşı kullanılır.
4) Halk arasında; halsizlik, sinirlilik, cinsel yetersizlik, titreme, baş dön-mesi, romatizma, gut, ishal, mide üşütmesi ve mide-bağırsak zafiye-tine karşı kullanılır. Yulaf çocukların okulda başarılı olmasını sağlar. Beyinlerini çalıştırır. İnsanlara cesaret verir, hafızayı güçlendirir, spor¬¬¬¬-culara dinamizm verir ve güçlerini artırır ve de şeker hastaları için iyi bir besindir. Çünkü pankreası yormaz aksine onu kuvvetlen¬dirir. Yulaf kahvaltısı yendiğinde yorgunluk, halsizlik, dermansızlık ve uyuşukluğu ortadan kaldırır.

Müsli: Yulafın ezildikten sonra kurutulması ve kurutulmuş meyvelerle, kuru üzüm, çicolata, fındık, fıstık, ceviz karıştırılarak yenmesi için hazırlanır ve buna müsli denir. Müslinin hazırlanması kişinin zevkine göre değişir, meyve, bal veya reçel katılması da kişinin zevkine bağlıdır, fakat burada önemli olan yulaf ezmesidir. 3-4çorba kaşığı müsli, 5-6çorba kaşığı yoğurtla ve 1-2çorba kaşığı bal veya reçelle karıştırıldıktan sonra karıştırılarak yenir. Bu karışıma soyulduktan sonra ince doğranmış elma, armut, portakal, mandalina, muz veya çekirdekli, çekirdeksiz üzüm ve de çekirdeği çıkarılmış vişne, kiraz, kaysı ve erik ilave edilebilir. Toplum olarak sıcak yemek yemeğe alışkın olduğumuzdan soğuk yoğurtlu müsli yedikten sonra şifalı bitki çayı (nane, papatya, kuşburnu, limon kabuğu, oğulotu vb…) içilmesi tavsiye edilir. Müsliden günde en az bir defa olmak şartı ile 4-6 hafta alınması halinde sindirim rahatsızlıkları, koles¬terol, lipit ve trigliseride karşı iyi gelir ve kandaki şekeri düşürür.

Yulaf kahvaltısı: 3-4yemek kaşığı yulaf ezmesi, 3-4yemek kaşığı yo¬ğurt 1 yemek kaşığı bal ve 2-3yemek kaşığı meyve komposto (meyve kompostosu yerine reçelde katılabilir) katılarak yenir.

Çayı: Yulaf otundan iki kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-500ml kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bırakılır ve sonra süzülerek içilir.

Lapası: Haricen derinin üzerine sarmak için yulaf ezmesi kaynar su ile haşlandıktan sonra yanın üstüne konur ve sarılır.

Banyosu: Yulaf otu veya tohumundan 100gr haşlandıktan sonra 5-10dk beklenir ve sonra süzülerek küvetteki sıcak suya katılır ve bu su ile banyo yapılır. Banyodan sonra 30-45dk uyunur.

Homeopati’de: Taze yulaf otundan 20-30gr ince kıyıldıktan sonra bir şişeye doldurulur ve üzerine %70’lik 80ml alkol (etanol) ilave edilerek güneş ışınlarından uzakta muhafaza edilir. Homeopati’de bu tentür <<Avena sativa>> ismi ile anılır. Bu tentürden günde 3-5defa 10-15 damla 4-6hafta süreyle alınır.

Hastalığın belirtileri (semptom):
1) Sinirli ve yorgun düşünmekten ve konsantre olmaktan aciz
2) Sinirsel baş ağrısı ve sinirsel kalp çarpıntısı
3) Cinsel münasebetten sonra sinirsel yorgunluk
4) El ve ayaklarda hissizlik ve titreme
5) Ellerde dermansızlık
6) Gripten sonra iştahsızlık ve halsizlik
7) Zayıf ve sinirli kişilerde görülen baş dönmesi
Bu belirtilerden bir veya birkaçı görülürse yulaf tentürü kullanılır.

Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur. Fakat aşırı dozajda yemeğini yemek veya damlasını almak geçici baş ağrısı yapabilir. Günde 100gr yulaf pilavı veya kepeği yenmesi normaldir. Bunun yan tesiri olmaz.

Açıklama: Yulaf yağlarının % 80’i doymamış yağ asitlerinden oluşur ve buda damar sertliğini önler, kolesterolü düşürür. Karbonhidratların birleşimindeki önemli bir maddede Fruktozlar olup, insulinsiz hücrelere geçer ve enerjiye dönüşür. Bu nedenle Yulaf pankreası kuvvetlendirir. Birleşimindeki B-Kopleks-Vitaminler ve pantothenasit sinirleri güçlendirici ve beyni çalıştırırcıdır. Eskiden lüzumsuz madde olarak görülen liflerin (Rouhage) günümüzde bağırsakları çalıştıran, hareketlendiren, zehirli maddelerin dışarı atılmasını sağlayan, kabızlığı, şekeri ve şişmanlığı önleyen bir madde olduğu anlaşılmıştır. Liflerin birleşiminde yarı selülozlar, selülozlar, pektinler ve liganın içerdiği bilinmektedir. Ben Almanların neden bu kadar çalışkan olduklarını çok merak ettim ve yıllarca araştırdım. Bu kadar çok içki kullanan insanların normal olarak uyuşması lazımdı, oysa çalıştığım işyerinde 84 milletten insanlar çalışmakta ve en çalışkanları da Almanlardır. Diğer milletlerden olan insanlar 15 dakikalık molayı 20 dakikaya, 30 dakikalık molayı 45-50dk’ya çekmeye çalışırken, Almanlar mola saati bitmeden iş başı yapıyorlardı. Bunun sebebini şimdi anlıyorum. Yulaf pilavı, ezmesi veya kepeği yiyen insanlar 7-8saat yerine 4-5saat uyuyor ve daha dinamik, dinç ve çalışkan oluyor, bunu kendim denedim (24.06.01). Dünyada 40 milyon ton yulaf üretilmekte ve de en çok ABD’liler ve Almanlar tarafından tüketilmektir. Yulaftaki protein ve aminoasitler hayvansal ürünlerden (et, peynir ve yumurta) daha üstündür. Yulaf ise dinçlik verir ve hareketlilik kazandırır, oysa hayvansal besinler insanı uyuşturur. Eskiden Türklerde bol çemen (boyotu) ve sarımsak yerlerdi ve aynı etkiye sahip bu bitkilerden çemen Türkler tarafından hemen hemen hiç kullanılmamaktadır. 1981 yılında Almanya’nın Krefelol şehrinde üniversiteye hazırlık yüksek okulunda (Studienkolleg) okurken çok değerli yaşlı bir Alman Profesör <<Size bir sorum var. Dünyanın üç önemli savaşçı, cesur ve kahraman milletinin ismini bana bana söyleyin dedi>>. Ben elimi kaldırdığımda <<senin ne söyleyeceğini tahmin ediyorum fakat önce diğerlerinin fikrini öğrenmek istiyorum>> dedi. Her öğrenci birkaç ülke saydı fakat bilen olmadı. O zaman <<şimdi sen söyle bakalım>> dedi. Bende Türkler, Almanlar ve Japonlar dedim. Diğer öğrenciler gülünce neden gülüyorsunuz? En doğru cevabı Bay Gökçek verdi dedi ve uzun bir açıklama konuşması yaptı. Ben yıllarca neden bu üç millet diye düşündüm ve şimdi anlıyorum ki Almanları yulaf, Türkleri çemen tuhumu (çemen) ve Japonları soya çalışkan, dinamik, dinç ve cesur yapıyormuş. Bu önemli bir faktördür. Alman ve Japonlar kendi değerlerini korurken ve yükseltirken Türkler bütün değerlerini terk eden ve yozlaşan millet olmuştur. Bu nedenle yükselemiyoruz tabii bu etkenlerden sadece birisi. Dünyada kendi kültürüne karşı umursamaz olan başka

bir millet var mı? Diye çok düşündüm ve araştırdım. İnşallah kendimize geliriz ve yeniden en büyük oluruz.

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*